Paris büyüleyici mi yoksa abartılıyor mu? Al sana sendrom! Paris sendromu diye ilginç bir sendrom olduğunu biliyor muydunuz? Üstelik hastalığın en çok görüldüğü millet ise bizde Turist Ömer gibi görülen Japonlar. Ağırlıkla Güney Asyalılarda görülen bu sendromun ortaya çıkmasında ise Amélie gibi Paris güzellemesi yapılan, romantik bir Paris imajı çizen filmlerin olduğunu söylersek daha da şaşıracağınıza eminiz. Gelin, özellikle muasır medeniyetlere mensup kişilerin en çekik gözlülerinde görülen sendroma daha yakından bakalım.
Paris sendromu, kültüre bağlı bir sendrom olarak tanımlanıyor. Japonlar çoğunlukta olmakla birlikte genellikle Güney Asyalılarda görülen Paris sendromu, Paris’e tatile ya da gezmeye giden turistlerin, Paris’in bekledikleri gibi olmadığını görünce yaşadıkları hayal kırıklığı hissine verilen bir ad. Paris’e ilk kez gelen turistlerin hayal kırıklığına uğrayıp, şehrin aslında Amélie filmindeki gibi romantik olmaması üzerine gelişen sendromla ilgili en ilginç detay ise bu sendrom için Japon Büyükelçiliği’nin Fransa’da 7/24 yardım hattının olması.
İLK OLARAK 1986 YILINDA TANIMLANMIŞ
İlk olarak 1986 yılında Japon profesör Hiroaki Ota tarafından tanımlanan bu hastalık, turistlerde his değişikliği, kaygı gibi birçok psikolojik etkiye sebep olabiliyor.
EN ÇOK HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATAN ŞEHİRLER: PARİS VE LONDRA
Paris ve Londra gibi turistlerin gözdesi olan şehirlerin hayal kırıklığına uğratma oranları oldukça yüksek. Veri analizlerine en çok abartılan şehirler arasında ilk 10’a giren Paris ve Londra, turistlerin 2023’te de umduğunu bulamadıkları şehirler olarak seçilmiş. Başka bir araştırmada ise Londra, beklentilerin “fazlasıyla ötesinde” olduğu en çok söylenen şehirler arasında da görülüyor. Londra’nın yanı sıra, Los Angeles ve New York da beklentinin üstünde görülen şehirler…
Sendrom ya da değil, bu tür hayal kırıklıklarında seyahat severlerin şehirlerden beklentisi veya turist olarak deneyim ve kabiliyetlerinin de etken olduğunun hesaba katılması gerekiyor bizce.
Örneğin, Paris’in de rota dahilinde olduğu bir Fransa seyahatini 3 günde 5 şehir şeklinde planlamak, şehir gezisini sadece “overrated” olarak tanımlanan, çok fazla abartılan rotalarla sınırlamak, lokal bölgeler yerine turist yığınlarının oluşmasının engellenemeyeceği St. Germain, Şanzelize Caddesi, Eyfel Kulesi ya da Louvre Müzesi gibi yerlerine yanlış zamanda ve yanlış saatte gitmek, Paris seyahatini kötü bir noktaya taşımanın yollarından sadece bazıları.
GOOGLE’DA EN KÖTÜ ELEŞTİRİLER PARİS’E GİDİYOR
Paris, dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinde bir numarada. Bu da hayal kırıklığı oranının daha yüksek olması anlamına geliyor. Bu kadar çok gezilen bir şehir elbette başka bir şehirden çok daha fazla yorum alacak.
PARİS YÜZDE 18 ORANINDA OLUMSUZ OYLA EN FAZLA HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATAN ŞEHİR
Google’da Paris için yapılan 140 bin şehir incelemesindeki görüşleri değerlendiren Bagaj emanet ağı Radical Storage, arama motorundaki incelemelerden yaklaşık 5’te birinin olumsuz olduğunu söyledi.
Radical Storage, dünyanın en popüler 20 turistik şehir ziyareti noktalarındaki görülecek yerler, turistik noktalar, etkinlikler, parklar, restoranlar ve oteller hakkında bırakılan Google yorumlarını analiz etmiş ve hangilerinin olumlu hangilerinin olumsuz olduğunu belirlemiş. Analizlerin sonucunda çevrimiçi eleştirmenler için en büyük hayal kırıklığını Paris’in yarattığı ortaya çıkmış.
“Işıklar Şehri” hakkındaki 3 bin 243 incelemeden yaklaşık 5’te biri (yüzde 18) olumsuz çıkan analize göre, bu yorumların yüzde 25’i ise Fransa’nın başkenti Paris’i “korkunç” olarak nitelendirmiş.
Ancak şunu kabul etmemiz gerekiyor ki, filmlerde ve kitaplarda resmedilen Paris’in çekici ve masalsı imajı, bu işlek şehrin gerçekliğiyle her zaman uyuşmayabilir. Bunun farkına varmak da bazen turistleri tamamen şoke edebiliyor.
PARİS SENDROMONUN SEMPTOMLARI DA İLGİNÇ
Değişiklik gösterse de Paris sendromunda; halüsinasyonlar, anksiyete, baş dönmesi, akut sanrılar ve terleme en sık bildirilen semptomlar arasında yer alıyor. İlginç olansa her yıl büyük hayallerle gelen Japon turistlerin yüzde 20’sinin bu sendromla karşılaşması. Sorunun tek tedavisi de ülkeye dönüp bir daha asla Paris’e gitmemek.
